26 Eylül 2011

Thor


Yaz bitti, tembellik de onunla beraber gider diyordum ama öyle olmadı. Film izlemeye hızlı bir başlangıç yapamasam da yavaş yavaş filmlere ve dizilere başlamanın verdiği bir huzur var içimde :) Hafta içinde John Carpenter’ın “The Ward” isimli filmini izledim, fena değildi ama korku filmi hayranı olmadığımı artık cümle âlem biliyor. O yüzden bu filmi burada yorumlamayacağım. Haftasonu Mentalist’in 4. sezon ilk bölümünü izledim, uzun bir aradan sonra o kadar güzel ama bir o kadar da kısa geldi, doyamadım izlemeye. İlk fırsatta dizi hakkındaki görüşlerimi de paylaşacağım buradan.

Hafta sonu iki rakip çizgi roman firmasının iki filmini izledim; Thor ve Green Lantern. Bu yazıda Thor ile ilgili düşüncelerime yer vereceğim.

Filmin başrollerinde Chris Hemsworth, Natalie Portman, Stellan Skarsgård ve Anthony Hopkins yer alıyor. Natalie Portman filmdeki bence sürpriz isim. Bu tarz filmlerde karakter rolleri hariç kariyerli oyuncu görmek pek mümkün olmuyor. Sürpriz olmuş ama filme pek de bir şey katamamış sanırım. Gerçi çizgi roman uyarlaması filmlerde pek derinlik olmaz, o da sanırım akıntıyla beraber yol alayım demiştir. :)

Film, bize önce çizgi romanın doğasını anlatmaya çalışıyor. Thor kimdir? Nerden gelmektedir? Onların yaşadığı evrende nasıl bir düzen kuruludur gibi sorulara yanıt vermeye çalışıyor film. İskandinav mitolojisinin öğelerini barındırması itibariyle film ilgi çekici, o yüzden sıkılmadım ben izlerken. Mitoloji ile çizgi roman dünyası arasındaki denge çok iyi sağlanmış Sadece Thor’un asi, söz dinlemez tavırlar sergilediği bölümlerdeki oyunculuğunu ve kurguyu hiç beğenmedim, çok yapay durdu bana göre.

Anthony Hopkins, rolü seçmesindeki en önemli etkenin baba-oğul ve kardeşler arasında geçen ilişki olduğunu söylemiş, konudan daha çok bu ilginç geldi bana demiş. Zaten filmin merkezinde de iki kardeşin taht kavgasından öte 5 yaşındaki çocukların yaptığı gibi sen mi, ben mi kavgası oturuyor.

Filmde konu dağılmıyor, kendi içinde oldukça tutarlı bir film. Saçmalama kesinlikle yok. Komedi unsurlarına az olmakla birlikte yer verilmiş. Özellikle Thor’un “pet shop”a girip de at istiyorum demesi beni kırdı geçirdi.

Görsel açıdan bir yenilik göremedim ben, ama zayıf olduğunu da söyleyemem. Gerçi Asgard'da geçen sahnelerde sanat yönetmeni iyi iş çıkarmış, görsellik gayet güzel ve yapay durmuyor. İzlerken insanı yormayan, eğlenceli, bilgilendirici ve eğer çekilecekse diğer Thor filmleri için güzel altyapı oluşturabilecek bir film çıkmış ortaya. Tabi tüm yorumlarımı çizgi romanı okumamış birisi olarak yaptığımı da belirtmeliyim. Çizgi roman uyarlamalarını çok severim ama :)

Ayrıca filmin jeneriğinin sonundaki sahneyi de izlemenizi öneririm, zira 2012'de gösterime girecek olan ve bin türlü çizgi roman karakterini içinde barındıracak olan The Avengers filmi için kısa bir sahne konulmuş. :)

Bu film için İzle ve Yorumla puanı: 7,5/10


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...